Konya’nın Beyşehir ilçesine bağlı Huğlu Mahallesi’nde yaşayan 23 yaşındaki Halil Çınar, babasına ait otomobille aile fertleriyle birlikte Akseki’deki orman yangınını görmeye gidince dönüşte başlarına gelmeyen kalmadı. Araçlarından molotofkokteyli atıldığı ihbarı üzerine aile zor anlar yaşadı.

Konya’nın Beyşehir ilçesine bağlı Huğlu Mahallesi’nde yaşayan 23 yaşındaki Halil Çınar, babasına ait otomobille aile fertleriyle birlikte Akseki’deki orman yangınına bakmaya gitti. Akseki’den Beyşehir’e dönüş yolculuğu esnasında sivil vatandaşlar tarafından yolda araçları defalarca durdurulup kontrol edilen ailenin otomobili, “İçerisinden ağaçlık alana molotofkokteyli atıldı. Beyşehir yönüne doğru gidiyor” denilerek ihbar edildi. Bunun üzerine Beyşehir’de jandarma ve polis ekipleri de harekete geçti. Ekiplerin devriye faaliyetleri yoğunlaştırıldı. Plakası bildirilen araç sorgulanıp aranmaya başlanırken, Beyşehir ilçe merkezine giriş ve çıkışlarda da güvenlik güçleri tarafından kontroller artırıldı. İhbara konu aracın Huğlu Mahallesi’nde ikamet eden Yaşar Çınar’a ait olduğu belirlendi. Jandarma ekipleri, aracın bulunduğu adrese geldi. Gece yarısı ailesiyle birlikte evinden alınarak karakola götürülen, jandarma ve adliyede ifadeleri alınarak ev ve aracı aranan aile fertleri, daha sonra yapılan ihbarın asılsız çıkması üzerine serbest bırakıldı. Çınar ailesi, olayın ardından aracının plakasının harf ve rakam gruplarıyla sosyal medyada açık olarak paylaşılması üzerine de zor anlar yaşamaya başladı.

“Arabama binmekten korkuyor, linç edilme endişesi yaşıyoruz”

Kameralar karşısına geçen ve aracı kullanan Halil Çınar, “Biz molotofçu değiliz, arabama binmekten korkuyor, linç edilme endişesi yaşıyoruz” açıklamasında bulundu. Çınar, arabanın üzerine kayıtlı olduğu babası ile eşi ve annesiyle beraber Huğlu’ya çok yakın olan Antalya’nın Akseki ilçesindeki orman yangınından dolayı üzüntü yaşadıklarını belirterek, “Yapılabilecek bir şey var mı, oradaki kardeşlerimize, abilerimize, amcalarımıza, elimizden bir şey gelir mi diye oraya doğru akşam saat 20.00 sıralarında seyir halinde yola çıktık. Ancak görüştüğümüz bölgede yaşayanlar tarafından yapabileceğimiz bir şeyin olmadığı ifade edilince, orada yaşananları görünce dönüş yoluna geçtik. Saat 22.30 gibi dönüş sırasında yol güzergahı üzerinde aracımız yabancı plaka olduğu için sürekli sivil vatandaşlarımız tarafından durduruldu, nereye yolculuk yaptığımız soruldu, ‘yangına bakmaya gittik, memleketimize dönüyoruz’ deyip aracımızın içerisinde bir ailenin olduğunu görülünce, ‘kusura bakmayın, hayırlı yolculuklar’ denilerek yolumuza devam ettik. Huğlu’ya döndüğümüzde önce babam evine indi, ben de eşimle birlikte orada bulunan motosikletime binerek evime gittim. Gecenin 03.00’ünde babamın telefonla arayıp, ‘bizim aracın terör olaylarına karıştığı iddia ediliyor, jandarma ekibi geldi, evin önüne bir gel’ demesine inanmadım. Babama ‘uyuyorum, niye arıyorsun’ diyerek telefonu yüzüne kapattım. İkinci kez tekrar arayıp, ‘evin önündeyiz, çık’ deyince eşimle birlikte babamla evinin önüne gittik. Adrese gittiğimde gördüm ki gerçekten jandarma var, o an inandım. O anlara kadar her şeyi şaka zannediyordum” ifadelerini kullandı.

Ailesiyle birlikte ihbarda bulunulan otomobille karakola giderek ifade verdiklerini, babasının da savcılıkta ifadesine başvurulduğunu anlatan Çınar, şöyle devam etti:

“İfadelerimizin alınmasının ardından savcılığın talimatı ile evimiz de arandı. Olay yeri inceleme ekipleri de karakolda aracımızda inceleme yaptı. Parmak izlerimiz alındı. Tabii iddia edilen hiçbir şey delil, bulgu vs. olaya ilişkin bulunamadı. Sonrasında hepimiz ihbarın asılsız olduğu ortaya çıkıncı salıverildik. Ancak, sonrasındaki gelişmelerle çok büyük bir korku yaşamaya başladık. Bu süre içerisinde bizim aracımızdan molotofkokteyli atıldığı iddiaları üzerine sanki terör örgütü mensuplarıymışız gibi sosyal medyada paylaşımlar yapılmaya başlandı. Öyle bir hal aldı ki durum, aracımızın plakası tüm harf ve rakam grupları da yazılarak yapılan bu paylaşımlar sosyal medyada yayılmaya başladı. Bu paylaşımların altına yazılanları görünce de bir korku ve endişe yaşamaya başladık. Aracıma binmeye korkuyorum. Ben arabadan parasından pulundan vazgeçtim. Ama eşim hamile ve erken doğum yapma ihtimali var. Bir telefonla onu en yakın sağlık kuruluşuna belki götürmem gerekecek. Bu aracı kullandığım esnada bir linç girişimi ile karşılaşırsak ne yaparız. O yüzden kullanamıyorum. Biz molotofçu değiliz, lütfen bu paylaşımları yapanlar, paylaşımlarını kaldırsınlar. Ya da gerekli düzeltmeleri yapsınlar sayfalarında. Yapılan bir ihbar var ama asılsız, molotof atılıp da yangın çıkması diye de bir şey yok. Aracımızın plakasının böyle açık bir şekilde paylaşılması nedeniyle zor günler yaşıyoruz, mağdur olduk, artık bu plakayı da değiştirmek zorunda kalacağım. Arabama binemiyorum. Çünkü korkuyoruz, linç edilmekten endişe ediyoruz. Benim alnım ak olmamış olsaydım, kendimden şüphe etmiş olsaydım, böyle bir açıklamayı basın önünde yapmazdım. Asılsız ihbar eden kimse, böyle asılsız bir ihbarı yaptığı için hakkında hukuki girişim başlatacağız.”
Kaynak: iha